Eğitimci Dr. Salim Çam ile Asistan Sekreter İş Görüşmesi Hakkında
Beşiktaş’ta düzenlenen Asistan sekreterlerle İş görüşme için kahvaltıda buluştuk,katılımcılar. Özge Nur Yağız, Hatice Altıparmak, Özlem Sarıkuş meryem doğan katıldı. Kahvaltıda herkes tek tek kendisini tanıttı. Sonrasında hoca kendisini tanıttı ve sohbet etmeye başlandı. Sohbet esnasında birçok bilgi öğrendik.
Karabağ ‘dan Değerlendirme Ayna tutmak için
Misafirler beklıyecek ikram geldiğinde hakkını kullanacak,masadan kalkıp sigaray icebilirmiyim demesi de hata ,hoca şöyle düşünecek yarin toplantım’da siğaray gider’se masada kaçırdığım kareleri nasıl dolduracam diye düşünür, canın her şey istiyebilir ama bekleyeceğiz ,sabırlı olacağız
Asistan Sekreter hocası Ayson Karabağ’dan kahvaltı hakkındaki yorumlarını aldık. Konuşmaları değerlendirebilir misiniz?
Randevuya zamanında gelen katılımcılar, asistan sekreterin olması gerektiği gibi giyim kuşamları özenliydi. Masada oturuş biçimleri, sohbette kullandıkları dil oldukça iyiydi.göz teması vardi.
Kendilerini tanıtma konusunda, ister iş olsun olmasın “sizinle tanışmak güzeldi” demek yerine “Sizin işiniz benim için çok çok önemli. Bana bir fırsat verirseniz çalışma hayatımda yeni bir sayfa açacağım. Sizin desteğinizle bu işi severek yapacağıma inanıyorum. Sizin gibi bir eğitimcinin yanında çalışmanın benim için bir okul olacağına inanıyorum. Şayet fırsat verirseniz sizi mahcup etmeyeceğim” denilseydi daha etkili olurdu. Bir örnek verirsek, dilenci ne diyor; Allah rızası için. Biz de iş istiyorsak onun için çabalamamız gerekir.
Bunun dışında hanımlığı, konuşma üslubu çok güzel.
Meryem Hanım,Zamanında gelmedi, kızı için geldi. Kızı dışında oğlu için de kendisi için de iş istedi. Kendisinden çok fazla bahsetti. Bu kadar bahsetmemeliydi. Az öz ve merak uyandırıcı olmalıydı.
Özge Nur Yağız, hedefini söyledi. Eğitimci yönünden bahsetti ve biraz bu işi biliyorum havasında davrandı. Bir de ileride politikacı olacağını ve bu yönde kendisini geliştireceğini iletti. Bu ileride seni bırakacağım anlamına geliyor. Ama siz bilirsiniz, bu önemli değil. Benim için tanışmak önemli olan. Seminerde her şeyi vermek çok mümkün değil. Karşınızdakinin beklentisini karşılamak gerekir.
Hatice Altınparmak, “İnsanın kendisini anlatması zor” diyerek konuşmaya başladı. Böyle başlamak yerine, “Tecrübe ve bir yerde uzun süreli çalışmak benim için önemli. Eğitimci oluşunuz, benim için çok değerli. Sizin yanınızda çalışmak okul okumak gibi. Çok heyecanlıyım. Sizin gibi bir eğitimcinin yanında olursam, ofise erken gelir, ofisinizi düzenlerim. Sizi karşılar, ikramınızı yaparım. Günün programını sizinle paylaşır, programa uygun olarak sosyal medya paylaşımlarını yapar, mailleri atarım. Yazılarınız varsa çıkışını alır, sizden teyidini alırım. Sizin planınıza ve programınıza uygun şekilde hareket eder, bir gölge gibi, bir el gibi her zaman yanınızda olurum. Sürekli not alır, sizinle paylaşırım. Gençlerle aramdaki tek fark, daha fazla sorumluluk alırım. İşimde titiz, dikkatliyim” gibi bir konuşma daha etkili olurdu.
Tabii bu yorum ders çıkarmak için okunsun. Bu benim yorumum. Hocanın üzerinde belki başka etkiler uyandırdı. Eğitimin en iyi tarafı aramızda genç bir kızın olmasıydı. Onun için enteresan bir kahvaltı oldu çünkü masada bir iş görüşmesi yaptı. Hiç unutmayacağı bir gün yaşadık. Kitap hediye edip, kartvizitlerimizi paylaştık.
Kendiniz olun, karşınızdaki kişi etkileyin. Az ve öz bir konuşma yapın ama vermek istediğiniz duyguyu verin. Giriş, gelişme ve sonucu bağlayın. Bunu her yerde yapmayı bilin.
Sizi siz yapan yine siz olacaksınız.
